Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in suçları arasında savaş suçları ve soykırım olduğunu belirterek, Uluslararası topluluğun ateşkes çağrısına rağmen, iki devletli çözüme yönelik çağrılara rağmen herhangi bir etkisi olmadı İsrail üzerinde. Eğer başka bir ülke böyle bir suç işlemiş olsaydı kesinlikle her türlü yaptırımla karşılaşırdı dedi.
Antalya Diplomasi Forumu’nda resmi açılış programının ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın moderatörlüğünde ‘Gazze Temas Grubu’ paneli düzenlendi. Panele, Filistin Dışişleri Bakanı Riad Maliki, Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Shoukry, Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ayman Safadi, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreter Yardımcısı Yousef Bin Mohammed Salih, Arap Ligi Genel Sekreter Yardımcısı Hossam Zaki konuşmacı olarak katıldı.
TEMAS GRUBU FİLİSTİN İÇİN KURULDU
Bakan Fidan, İsrail’in savaş suçlarının uluslararası sistemin temel noktalarını aşındırdığını ve uluslararası düzenlemeyi bir krize sürüklediğini aktardı. Bakan Fidan, “Uzun yıllar boyunca İslam dünyası aslında başkalarının bu sorunu çözmesini bekledi ve yıllarca kınamaya devam etti. Ve egemen güçler aslında bu problemi oluşturdu. Şu anda artık bu sorunu kendi elimize alıyoruz. Gerçekten bölgesel bir sorumlulukla bu işi yükleniyoruz. Gazze Temas Grubu aslında bu tarz bir düşüncenin sonucu ortak İİT Arap Ligi Zirvesi’nde görevlendirildi ve devam eden Filistin’deki savaşla alakalı sorumluluk almak üzere çalışmalar yapıyor. Yedi üyesi var. Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün, Endonezya, Katar ve Nijerya. Bu grubun bir üyesi olmaktan büyük onur duyuyorum. Çok büyük bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum” dedi.
FİLİSTİN’LE DAYANIŞMANIN GÖSTERGESİ
Grup olarak tüm dünyada bu çalışmaları gerçekleştirdiklerini, kilit liderlerle görüştüklerini dile getiren Bakan Fidan, “Karar alıcılarla görüştük. Farklı başkentlerin yetkilileriyle görüştük. Uluslararası platformlarla görüştük ve bazen kolektif olarak çalışmalar yaptık. Bazen bir işbölümü içerisinde çalıştık. Farklı konuları ele aldık, aramızda iş bölümü yaparak. Bu grup aslında Müslüman, İslam dünyasının, Filistin’le alakalı dayanışmanın bir göstergesi. Buradaki mevkidaşlarımın da zaten bu alanda çok önemli çalışmaları var. Bizim bu çalışmalarımız sonucunda kamusal kamunun aydınlanması alakalı, önemli gelişmeler oldu” diye konuştu.
ATEŞKESİ İSTEYEN BATILI ÜLKE SAYISI ARTTI
İkinci olarak Temas Grubu’nun tutarlı bir şekilde sürekli ülkelere baskı uygulamaya çalıştığını dile getiren Bakan Fidan, “İsrail’i destekleyen ülkelere, İsrail’in bu zalimce saldırılarını destekleyen ülkelere baskı uygulamaya çalışıyoruz. Biz hareketlerimize başladığımız zaman sadece bir avuç batı ülkesi vardı bu ateşkesi destekleyen ve insani yardımın artmasını sağlamaya çalışan. Ama şimdi çok daha fazlası bizi destekliyor ve acil destek sağlıyorlar. Mesela Gazze’yle ilgili yapılan oylamada ilk başta ekim ayında 121 ülkeydi, bu sürede 153’e yükseldi bu ülkeler” dedi.
‘İSRAİL’İN SAVAŞ SUÇLARI ARASINDA SOYKIRIM VAR’
Üçüncü olarak hegemonyanın anlatısını ortadan kaldırmaya çalıştıklarından bahseden Bakan Fidan, şöyle devam etti:
“Ve bu argümana karşı geliyoruz. Şu anki savaşın İsrail’e güvenlik sağladığı argümanı ve bunun doğru olmadığını ifade etmeye çalışıyoruz. Ve Temas Grubu olarak aslında Filistinlilerin güvenliği ve öz savunmaya herkesten şu an daha fazla ihtiyaç olduğunu söyledik. Ve önümüzde şu anda bir tane daha engelimiz var. Uluslararası topluluğun ateşkes çağrısına rağmen, iki devletli çözüme yönelik çağrılara rağmen herhangi bir etkisi olmadı İsrail üzerinde. Eğer başka bir ülke böyle bir suç işlemiş olsaydı kesinlikle her türlü yaptırımla karşılaşırdı. Sizler de bunu çok iyi biliyorsunuz. Ve Amerika Birleşik Devletleri’nin desteğiyle İsrail şu an bu konuda hiçbir suçla karşılaşmıyor. Ve bu suçların arasında savaş suçları var, soykırım var. Ve bu aslında Uluslararası Adalet Divanı’nın da kuralları ve kararlarına göre yanlış bir yaklaşım. Ne yazık ki tek başımıza Gazze’de kan dökülmesini engelleyemiyoruz. Çünkü politik sistemleri kör kalmaya odaklanmış durumda. Hiçbir şekilde gözlerini açmak istemiyorlar ya da Yahudilere yönelik geçmişten gelen yükleri var bazı ülkelerin. Onlar da bu yüzden bu konuya giremiyor. Ama gerçek kendi başına yine de ayakta duruyor. İsrail, Filistin topraklarını elde etmek istemediklerini söylemedikleri sürece asla güvenli olmayacak. 1967 sınırlarına gitmek önemli. İsrail ve halkı ancak o zaman gerçekten sürdürülebilir ve gerçek bir güvenliğe ulaşacak.”