Avukat Furkan Türkan ve Nisa Can’dan Müvekkilimiz Hakkında Kesin Hüküm Verilemez

Avukat Furkan Türkan ve Nisa Can’dan Müvekkilimiz Hakkında Kesin Hüküm Verilemez

Fenomen Elif Kırav’ın ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada, şüpheli olarak tutuklanan oyuncu Sevil Akdağ’ın durumuna dair önemli bir gelişme yaşandı. Yapılan incelemeler sonucunda, Akdağ’ın vücudunun çeşitli yerlerinde ciddi darp izlerine rastlandığı öğrenildi. Bu bulgu, Akdağ’ın avukatları tarafından müvekkillerinin suçsuzluğunun bir kanıtı olarak değerlendirilirken, aynı zamanda olayda nefsi müdafaa hükümlerinin uygulanabileceği ihtimalini de gündeme getirdi. Darp raporunun detayları ve bu izlerin ne zaman, nasıl oluştuğu, olayın aydınlatılması açısından kritik bir öneme sahip.

Sevil Akdağ’ın avukatları Furkan Türkan ve Nisa Can, müvekkillerinin eve giriş yaptığını kabul etmekle birlikte, yaşanan olay sırasında kendisinin de ciddi şekilde zarar gördüğünü vurguladılar. Elde edilen darp raporunda yer alan bulgular, Akdağ’ın vücudunda çok sayıda ve belirgin darp izinin olduğunu gösteriyor. Bu durum, olay gecesi Elif Kırav ile aralarında şiddetli bir arbede yaşandığına dair önemli bir kanıt olarak değerlendirilebilir. Avukatlar, bu darp izlerinin müvekkillerinin kendisini savunmak zorunda kaldığı bir durumun sonucu olabileceğini ve bu nedenle nefsi müdafaa hükümlerinin uygulanmasının gerekebileceğini savunuyorlar.

Türk Ceza Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenen nefsi müdafaa, “kendisine veya başkasına yönelen hukuka aykırı bir saldırıyı, saldırıyla orantılı bir şekilde defetmek zorunluluğuyla işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez” şeklinde tanımlanmaktadır. Eğer Sevil Akdağ gerçekten Elif Kırav tarafından hukuka aykırı bir saldırıya uğradıysa ve bu saldırıyı defetmek amacıyla orantılı bir güç kullandıysa, bu durumda işlediği fiillerden dolayı ceza almaması gerekebilir. Ancak, nefsi müdafaa hükümlerinin uygulanabilmesi için saldırının haksız olması, devam ediyor olması ve savunmanın saldırıyla orantılı olması gerekmektedir.

Sevil Akdağ’ın vücudundaki darp izlerinin niteliği, sayısı, yeri ve oluş zamanı, nefsi müdafaa iddiasının değerlendirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Darp raporunda yer alan detaylar, Akdağ’ın ne tür bir saldırıya maruz kaldığını ve kendisini savunmak için ne tür bir tepki verdiğini anlamamıza yardımcı olabilir. Örneğin, Akdağ’ın hayati bölgelerinde ciddi yaralanmaların olmaması ve darp izlerinin daha çok savunma amaçlı hareketler sırasında oluşabilecek bölgelerde yoğunlaşması, nefsi müdafaa iddiasını destekleyebilir.

Ancak, olayın sadece Sevil Akdağ’ın darp edilmesiyle sınırlı olmadığı unutulmamalıdır. Elif Kırav da hayatını kaybetmiş durumda ve ölüm şekli hala belirsizliğini koruyor. Eğer Kırav’ın ölümü, Akdağ’ın kendisini savunurken kullandığı orantısız bir güç sonucu meydana geldiyse, bu durumda nefsi müdafaa hükümleri tam olarak uygulanamayabilir. Bu nedenle, maktulün ölüm sebebinin net olarak belirlenmesi ve Akdağ’ın savunma eylemleriyle ölüm arasında doğrudan bir illiyet bağının olup olmadığının tespit edilmesi gerekiyor.

Soruşturma makamlarının, hem Sevil Akdağ’ın vücudundaki darp izlerini hem de Elif Kırav’ın ölüm sebebini detaylı bir şekilde araştırması ve değerlendirmesi büyük önem taşıyor. Tanık ifadeleri, olay yeri inceleme raporları ve adli tıp raporları gibi diğer delillerle birlikte bu bulgular, olayın gerçek seyrini ve hukuki boyutunu aydınlatmaya yardımcı olacaktır. Kamuoyu ise, yaşanan bu trajik olayın tüm yönleriyle ortaya çıkarılmasını ve adaletin en doğru şekilde tecelli etmesini bekliyor.