Milli Uzay Programı kapsamında Uluslararası Uzay İstasyonu’nda bulunan ilk Türk astronot Alper Gezeravcı, Diyarbakır’da öğrencilerle görüntülü görüşmede, soruları yanıtladı.
Uluslararası Uzay İstasyonu’nda bulunan ilk Türk astronot Alper Gezeravcı, Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesindeki Abdullah Tivnikli Proje Anadolu İmam Hatip Lisesi Konferans Salonu’nda ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileriyle görüntülü görüştü. Programa Vali Ali İhsan Su, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Ahmet Yozgatlıgil de katıldı.
Burada Gezeravcı’ya birbirinden ilginç sorular soruldu. Bir öğrencinin ‘Uzay nasıl bir yer, gerçekten boşluk mu?’ sorusu üzerine Gezeravcı, “Gökyüzünde aydedeyi gördüğünde el sallıyor musun? Peki uyumaya gitmeden önce aydedeye ‘iyi geceler’ diyor musun? Demek ki, uzay, sadece bir boşluk değil. İçerisinde ay gibi uydular, yıldızlar, gezegenler var. Mesela uzayı büyük bir şehir gibi düşünürsek; dünyanın uydusu olan ay, evimizin yanında bize en yakın mesafedeki komşumuz gibi olur. Sonra, sokağımızda bulunan diğer evleri, gezegenleri, mahallemizi ise güneş sistemi gibi düşünebiliriz. Ay, dünyanın etrafında döner, Dünya, güneşin etrafında döner. Güneş, Samanyolu galaksisinin merkezindeki bir kara delik etrafında döner. Dahası, bunların her biri, dışarıda keyifle oynadığımız topaç gibi, aynı zamanda kendi etraflarında da dönerler. Güneş, dünyamıza en yakın yıldızdır ve bizim hayat kaynağımızdır. Samanyolu Galaksisi’nde ise güneş gibi daha bir sürü yıldız vardır” dedi.
‘ÖNCEDEN NELER OLACAĞINI BİLMİYOR OLSAM KORKABİLİRDİM’
Bir başka öğrencinin ‘Uzay istasyonuna ulaşman ne kadar sürdü, yolda korktun mu?’ sorusuna Gezeravcı, “Öncelikle, yolculuğun ilk kısmında uzun şehirlerarası bir yolculuğa çıktık. Mesela, Ankara’dan İstanbul’a gitmek gibi. Tek farkı bunu yukarı doğru yaptık. Bir de düşmemek için bunu çok hızlı yaptık. Bu aslında en zor kısmıydı yolun ve ama sadece 10 dakika sürdü. Eğer önceden neler olacağını bilmiyor olsam korkabilirdim. Çünkü, insan ne olacağını bilmediğinde daha çok korkuyor. Ama neyse ki biz korkmayalım diye, bize hissedeceklerimizi önceden anlattılar. Sonra, Uluslararası Uzay İstasyonu’na yaklaştıkça yavaşladık, yaklaştıkça yavaşladık. Sanki denizdeki bir gemiyi limana yanaştırır gibi yavaşça istasyona yaklaştık ve kenetlendik. Sana bir şey söyleyeyim mi, fırlatmanın ilk 10 dakikası çok hızlı geçti ama asıl bu bölüm çok heyecanlıydı ve tam 36 saat sürdü” cevabını verdi.
KARADELİĞİ SORDULAR
Karadelik görüp görmediğinin sorulması üzerine Gezeravcı, “Onları uzaydaki çok güçlü bir elektrikli süpürge gibi düşünebilirsin. Bir kara deliğin yakınında yer çekimi çok güçlüdür. O kadar güçlü kendine çeker ki, hiçbir şey ondan kaçamaz, hatta ışık bile. Etrafındaki tüm ışığı çekip, bize gelmesine engel olduğu için de biz onu göremeyiz. Çok gizemli ve ilginç olsa da, yaklaşmak çok tehlikeli olduğu için, ona uzaktan bakmak daha iyidir. Tıpkı görünmez olabilen bir süper kahraman gibi, yerini ancak etrafındaki yıldızların hareketlerindeki değişikliklere bakarak tespit edebiliriz. Bunu da ancak çok özel teleskoplarla yapabiliriz” ifadelerini kullandı.
Astronot olmak istediğini söyleyen bir öğrenciye de Gezeravcı, şunları söyledi:
“Okulda eğitimlerinizi güzelce tamamladıktan sonra, sizin gibi astronot olmak isteyen minik kardeşlerimiz için ülkemizin planladığı çok güzel ve özel programlara katılarak, astronot eğitimlerini alabilirsiniz. Ama önceliğiniz okulunuzda öğretmenlerinizin anlattığı dersler. Öğretmenlerinizi kesinlikle çok iyi dinlemelisiniz. Üniversiteyi başarıyla bitirdikten sonra, günün birinde, siz de çok iyi bir astronot olabilirsiniz. Şunu da unutmayın, uzaya çıkmak için astronot olmanız gerekmez. Bilim adamları da araştırmalarıyla uzaya çıkarlar. Burada benim yanımda, birçok Türk bilim insanımıza ait deneyler var. Ben aslında onların deneylerini uzayda gerçekleştirmek için buradayım. Bu açıdan bakınca onlar da aslında benimle birlikte Uluslararası Uzay İstasyonundalar. Değerli sorularınız ve ilginiz için çok teşekkür ediyorum. Bu anı sizinle paylaşabilme fırsatı yakalayabilmek mutluluk verici. Vatan topraklarımıza geldiğim andan itibaren, en yakın zamanda sizlerle yüz yüze görüşebilmek, sohbet edebilmek dileğiyle şimdilik veda ediyorum.”