İsrail’in Filistinli sivillere yönelik saldırıları sürerken Arap basının yayımladığı bir analizde Filistin ve İsrail ile teması olan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu, kalıcı bir barış için Ankara’nın arabuluculuk yürüttüğünü ifade etti.
İsrail 17 gündür Filistinli sivilleri hedef alan saldırılarını sürdürüyor. Tüm dünyanın gündeminde olan çatışmaları uluslararası basın da yakından takip ediyor. Arap basını Al Jazeera’den bu konu hakkında Türkiye’nin rolüne işaret edilen bir analiz yayımlandı. Analizde birçok ülkenin esir düşen vatandaşları için Türkiye’den yardım istediği bildirildi.
TÜRKİYE ARABULUCU ROLÜYLE ÖNE ÇIKIYOR
İsrail’in Filistinli sivillere yönelik Gazze’de başlattığı saldırlar 17’nici gününde devam ederken uluslararası yayın yapan Arap basını Al Jazeera’den dikkat çeken bir analiz geldi. Türkiye’nin yürüttüğü barış diplomasisine dikkat çeken analizde, “Türkiye’nin yalnızca İsrail’in Filistin bölgesini bombalamasına son vermekle kalmayıp, aynı zamanda dünyanın en zorlu çatışmalarından birine kalıcı barış getirmesi için potansiyel bir arabulucu olarak öne çıktığını gördü” İfadeleri kullanıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya-Ukrayna savaşındaki arabuluculuk ve tahıl koridorundaki başarılı diplomasisine yer verilen analizde, aynı başarılı arabuluculuğu İsrail-Filistin arasında da yapacağını işaret etti. Analizde ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Başarısını tekrarlama isteğiyle ülkesinin hedefine öncülük etti.” denildi. Analizde, Türkiye’nin Filistin’le ilişkilerinin olduğuna ve bunun da Filistin ile ilişki kurulması bakımdan nadir olduğuna değinildi.
BİRÇOK ÜLKE TÜRKİYE’DEN YARDIM İSTİYOR
Haberde görüşlerine yer verilen TBMM Dışişleri Komisyonu eski Başkanı Taha Özhan’ın “Türkiye’nin Hamas’la iyi bir iletişim kanalı var ve bu önemli bir varlık. Bu kriz zamanlarında iletişim kanalları ve ilişkiler önemli.” dediği aktarıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan liderliğindeki Türk yetkililerin, Ankara’nın son Gazze ihtilafının çözümünde merkezi bir rol üstlendiğini bilgisi verilen analizde, “Acil odak noktaları Gazze’deki sivillere insani yardım sağlamak ve Hamas tarafından rehin alınan yaklaşık 200 kişinin serbest bırakılmasını sağlamaktı.” denildi.
Bakan Fidan’ın Salı günü Beyrut’ta gerçekleştiği konuşmaya değinilen makalede, Bakan Fidan’ın “çeşitli ülkelerin” vatandaşlarının serbest bırakılması konusunda Türkiye’den yardım istediğini söylediği belirtildi. Ayrıca Bakan Fidan’ın şu sözlerine yer verildi: “Hamas’ın siyasi kesimiyle görüşmeye başladık. Özellikle çocukların ve yabancıların serbest bırakılması için yoğun çaba harcıyoruz.” Ayrıca makalede, tüm dünyada olduğu gibi İsrial’in sivil katliamlarına tepki gösteren halkların arasında Türkiye’nin de olduğunu ve son günlerde Filistin’e destek gösterilerine binlerce Türk’ün katıldığını bildirildi. Makalede, Bakan Fidan’ın bölgedeki liderlerle görüştüğü ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Hamas lideri İsmail Haniyyeh ile de telefon görüşmeleri yaptığı aktarıldı.
KALICI BARIŞ İÇİN İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM
Bakan Fidan’ın Ankara’nın iki devletli çözüme dayalı “kalıcı ve kapsamlı bir barışın kapısını açmaya” çalıştığını söylediği ve Türkiye’nin garantör olabileceğini öne sürdüğü ifadelerinin yer verildiği analizde, Bakan Fidan’ın Lübnanlı mevkidaşı ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Eski metodolojileri kullanarak kalıcı bir çözüm bulunacağına inanmıyoruz, dolayısıyla önümüzdeki toplantılarda yeni metodolojilerin kullanımına ilişkin fikirlerimizi ifade etmeye devam edeceğimizi umuyoruz” dediği ifade edildi.
Yine TBMM Dışişleri Komisyonu eski Başkanı Özhan’ın sözlerine yer verilen analizde Türkiye’nin, Filistinlilerin geleceğine ilişkin tartışmaları mümkün kılacak siyasi çerçeveyi ortaya koymak için en iyi konumda olabileceğini söylediği belirtildi. Analizde görüşlerine yer verilen Bursa Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Ferhat Pirinçci ise şunları söylediği aktarıldı: “Türkiye’nin başından beri savunduğu şey, başta dondurulmuş çatışmalar olmak üzere pek çok sorunun barışçıl yollarla çözülebileceği ve dolayısıyla sürdürülebilir bir barışın tesis edilebileceğidir.”